Kenya’dan insan manzaraları ve Lamu adası

Doğu Afrika ülkesi Kenya, bir İngiliz sömürgesi. 1963’te bağımsızlığını kazanan Kenya’da resmi dil İngilizce, okullar da İngilizce eğitim veriyor. Trafik soldan akıyor. Kenya’ya bağımsızlığını kazandıran isim ise Moi Moi isyanıyla birlikte Mzee Jomo Kenyatta. Nüfus 50 milyon. 47 şehre sahip ülkenin başkenti Nairobi. Ülkede 42 kabile yaşıyor. Yüzde 60’ı genç nüfusa sahip Kenya’nın en büyük problemi işsizlik. Para birimi Şilin. 100 Şilin 1 dolar ediyor. Ülkenin başka derdi ise Eş-Şebab terör örgütü. Kenya ordusuyla neredeyse her ay çatışmaları oluyormuş, örgüt bombalı saldırılar gerçekleştiriyormuş. Suç oranının en yüksek olduğu yer ise başkent Nairobi.

Ahmet isminde bir Kenyalı ile konuştuğumda, kendisinin bir fabrikada çalıştığını ve 200 dolar aylık aldığını söyledi. O da Eş-Şebab’ın büyük tehdit oluşturduğunu turizmin büyük yara aldığını, turistlerin artık rotayı Tanzanya’ya çevirdiğini söyledi.

Ben İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF)’ın Kurban organizasyonu ile Kenya’ya gitme fırsatı buldum. Türkiye’den bağışlanan kurbanlar kardeşlerimizin yüzünü güldürdü. Biz ülkenin sokaklarına girdik, Müslüman köylere ulaştık. Bol bol fotoğraf çektik. Döndüğümüzde Müslümanların ülkedeki yaşamını ve sorunlarını ele alan yazılar kaleme aldık.

Kenya’nın Hola şehrine bağlı Chanani Köyü. 1500 nüfusa sahip. Tamamen Müslüman. 1950’li yıllarda İslam’la tanışan Pokomo Kabilesi…

50 milyon nüfusa sahip ülkenin yüzde 20’si Müslüman. Müslümanların yüzde 80 oranıyla yaşadığı bölgeler Hint Okyanusu kıyısındaki liman kentleri olan Hola, Lamu, Malindi, Kilifi ve Mombasa gibi şehirler. Ülkede Müslümanlar azınlık durumunda olsa da çok ciddi İslami ve sosyolojik çalışmalar yapıyor, ülkede etkin ve güçlü bir konumda bulunuyor. Ticaretle uğraşıyorlar.

PORTEKİZ VE İNGİLİZ SÖMÜRÜSÜ

Ülkeye ilk gelen Araplar olsa da Portekiz ve İngiltere’nin sömürüsünü yaşayan bir ülke Kenya. Hint Okyanusu’na kıyısı olması nedeniyle ticarete de işgale de açık olan Kenya kıyıları ile Arap yarımadası arasında İslamiyet’ten önce deniz ticareti vardı. Bu ilişkiler nedeniyle İslamiyet çok erken dönemde geldi. Kenyalılar Umman ve Yemenli Müslümanlar aracılığıyla 685 yılında İslam’la tanıştı. Kenya yerlileri ve Arapların karışımı ise Svahili kültür ve dilini ortaya çıkardı. Ülkede kimin Svahili kimin Kenya yerlisi olduğunu hemen anlıyorsunuz. Svahili melez bir ırk çıkarmış ortaya.

Lamu Adası geniş kumsalları, pırıl pırıl okyanusu ile sakinliği sunuyor. Bu adaya Türkler neredeyse hiç gelmiyor. Adanın Müslüman halkı ise Türkleri dört gözle bekliyor. Hem ticaret için hem de tatil için.

OSMANLI MÜSLÜMANLARI KORUMAK İÇİN GELDİ

Osmanlı’nın da Kenya’ya ulaştığını öğrendik. Atalarımız yüzyıllar önce 1585’te Kenya’nın liman şehri olan Mombasa’ya gelir. Kaptan Emir Ali Bey buradaki bir bölgeyi Osmanlı’ya bağlar. Osmanlı parası bastırır ve 1589’da Osmanlı Kalesi inşa edilir. Osmanlı’nın geliş niyeti ise Portekizlilerden Müslümanları korumaktır. Daha sonra Portekizliler daha büyük bir katliam yapar ve Mombasa’yı ele geçirir. Bugün Mombasa’da Osmanlı’nın inşa ettiği kalenin kalıntıları bulunuyor.

Türkiye’den THY’nin her gün hem ülkenin başkenti Nairobi’ye hem de Mombasa’ya direkt uçuşları var. Türkiye’den 10 bin KM uzaklıktaki ülkeye uçuş 7 saat sürüyor. Uçağı dolduran yolculara baktığımızda ise İtalyanların ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Malindi İtalyanların, Lamu ve Manda adası ise İspanyolların yoğun tatil yaptığı ve yaşadığı yerleşim yerleri.

Asker kontrollerinden bir kare.

Nairobi Svahili dilinde sulak ve yeşil yer anlamına geliyor. Başkent Nairobi’nin merkezi ile ülkenin geri kalanı tamamen farklı. Nairobi merkezi düzenli. Ama burada da baraka şehirler var. Suç oranları yüksek, uyuşturucu ve fuhuş çok fazla. Şehirler arası yollar bozuk. Lamu- Malindi arasını tam 6 saatte gidebildik. Yol çalışmaları sürüyor. İhaleyi alan devletin ise İsrail olduğunu öğrendik. Kaç kez durdurulup pasaportumuzun istendiğini ben bile hatırlamıyorum. Bazı yerlerde ise rüşvet verdik. Zaten ülkenin en büyük genel problemi rüşvet ve uyuşturucu. Kenya ne zaman bu ikisinden kurtulursa o zaman büyümeye başlar. İbn Haldun ‘Coğrafya kaderdir’ derken ne kadar haklıymış. Onlar yoklukla bizse varlıkla imtihan oluyoruz. Aslında coğrafi konum her şeyi bahşetmiş ama sömürü yokluk getirmiş. Ülkede iş yok. Uyuşturucu ve rüşvet zirvede!

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde de Kenya’ya yönelik uyarı bulunuyor. Uyarıda şöyle deniliyor: “Ülkede suç oranı yüksektir. Bu nedenle geceleri dolaşmaktan mümkünse kaçınılması; araba hırsızlığı ve kapkaç konularına dikkat edilmesi gerekmektedir. Vatandaşlarımızın seyahat rezervasyonlarını güvenilir firmalar aracılığıyla gerçekleştirmeleri, yanlarında yüklü miktarda nakit taşımamaları, hava karardıktan sonra yaya olarak yalnız dışarıya çıkmamaları, zorunlu hallerde yanlarında güvenilir kişiler bulundurmaları tavsiye olunur. İçme suyunun pet şişelerde satılan sulardan karşılanması önerilir.”

Mesela bir başka deyiş ise Mombasa için “Mombasa raha” yani rahat Mombasa. Mombasa’da güvenle günlük hayatın içine karışabiliyorsunuz. İnsanları çok rahat. Geleneksel pazarları var. Tatil köyleri var. Mombasa ve Malindi kıyıları palmiye, Hindistan cevizi ağaçları, kumsal ve pırıl pırıl okyanus suyu…

Ekvator çizgisi üzerinde bir ülke olduğundan Kenya’da yıl boyunca sıcaklıklar 22-28 derece arasında değişiyor.

Kenya demek turistlere göre macera demek, safari demek, Okyanus kıyısında keyif çatmak güneşin ve kumun zevkini çıkarmak demek. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Ülkenin fakirliği, insanlarının işsizliği. Tüm zorluklara rağmen, tüm yokluğu rağmen yüzlerindeki tebessümü asla kaybetmeyen insanlar. Aileler mutlu, çocuklar mutlu yetinmeyi biliyorlar.

Kenya’da insan manzaraları ve günlük yaşama baktığımızda ise hep bir koşuşturma var. Sokaklar çok kalabalık. Yürüyen insanlar da bol, kaldırımlarda oturup gelip geçene bakan işsiz güçsüz insanlarda… Ayrıca dikkatimizi çeken bir diğer şey ise herkesin zayıf olması. Obezite siyahiler sadece Amerika’da var demek ki.

Cibinlik Afrika ülkelerinde haşere ve sineklerden korunmak için kullanılıyor. Özellikle yaygın olan sıtma hastalıklarından korumak adına hemen hemen Kenya’da birçok ev ve otelde görebileceğiniz cibinliklerin sıtma ile mücadelede başarılı olduğu öğrenildi. Biz de otelimizde uyurken cibinliğimizi aktif hale getirdik. Böylece sinek ısırıklarından kurtulduk. Aynı zaman da hastalıktan.

Kenya’ya gitmeden önce ilk öğrenmeniz gereken kelime “Jambo” , Svahili dilinde merhaba demek. Aynı zamanda güle güle gibi bir anlam da ifade ediyor. “Hakuna Matata”. Anlamı, endişeye gerek yok, her şey yolunda.

Başkent Nairobi olmak üzere bir çok şehirdeki evde su tesisatı bile yok. Tankerle su satanlar var. Telefon ediyorsunuz. Tanker geliyor ve evinizin üzerindeki su deposunu dolduruyor. Bidonlara da su alıyorlar. Köylerde ise yardım kuruluşlarının yaptırdığı su kuyuları mevcut. Köylüler su ihtiyaçlarını buradan karşılıyor.

Morgan Freeman’ın sözü geliyor aklımıza; “Afrika’da bir anne çocuğuna; ‘Tabağını bitir!’ diye bağırana kadar, dünyadaki tüm tabakları kırmak istiyorum.”

Tüm gün bulduğu eski bir tekerleği çevirerek oyun oynayan Afrikalı çocuk…

Yine bir yazarın dediği gibi ‘Mutlu olmak her şeye sahip olmak değil, sahip olduğun kadarını her şey yapabilmektir’

KENYA’DA TERÖR SORUNU VE SİLAH SATIŞI

Kenya ordusunun tam teçhizat silahları var. Tankları var. Kenya silah ve kurşun üretemiyor. Askeri kıyafet üretemiyor. Kenya’ya kim veriyor. ABD ve İsrail’den alıyor. Bu ülkede huzur olsa silaha ihtiyaç olur mu olmaz. Kenya’daki eş şebab örgütü bilinçli olarak besleniyor. Kenya ordusuna silah pompalanıyor. Hola ve Lamu bölgesinde 3 yıldır OHAL var. Akşam saat 6dan sonra dışarı çıkmak yasak. Her ay bir saldırı oluyor. Kenya ordusu güçlü durumda. Eş şebab Somali sırından Malindi’ye kadar etkili. 2 sene önce Nairbobi’de AVM’de 40 kişiyi öldürdü. AVM’yi işletenler ise İsraillilerin olduğu biliniyor. Bu saldırıdan sonra Kenya iktidarı ile İsrail ilişkileri çok farklı bir noktaya taşındı. Partnelrlik kardeşlik boyutuna geldi. İsrail 10 binlerce km yol yapım ihalesini aldı. Kenya ordusunun teçhizatını sağladı. Milyonlarca dolarlık silah anlaşmaları yapıldı. Bir saldırının boyutu gözler önüne seriliyor. Eş şebabın mensuplarına 1000 dolar maaş verdiği söyleniyor. Korsanlıkla sağlanamayacak bu paraları kimin verdiği, terörü kimi beslediği merak ediliyor.

VE LAMU ADASI

Lamu, Kenya’da ‘Lamu tamu’ olarak biliniyor. Tamu, svahili dilinde ‘tatlı’ demek. Yani ‘Tatlı Lamu’ deniliyor. Lamu, ülkenin Hint Okyanusu kıyısında. Nairobi’ye 18 saat, Mombasa’ya ise 8 saat uzaklıkta. Yolların bozukluğu ve güvenlik kontrolleri hesap edildiğinde en mantıklısı Nairobi’den veya Mombasa’dan uçakla Lamu’ya ulaşmak. Mombasa’dan 2 saatte Mokowe’ye buradan da tekneyle dakikalar içinde Lamu’ya ulaşabilirsiniz.

Lamu adası iki farklı yaşamı birden ağırlıyor. Bir tarafta rüya gibi bir tatil için ipek gibi kumdan oluşan geniş plajlar, birbirinden güzel oteller, harika okyanus ve manzara. Diğer tarafta ise eski Lamu; dar ve labirent gibi sokaklar, iç içe geçmiş evler, telaşlı koşuşturma, yük taşıyan eşekler…

Ana kara Mokowe’den Lamu’ya özel hız tekneleri ve 10-15 kişiyi taşıyan toplu taşıma aracı olan botlar var. Dolmuş olarak çalışan botlara 1,5 dolar ile biniliyor. Özel hız tekneleri yani taksi gibi çalışanlar ise 6 dolar.

Adada çok büyük gelgitler yaşanıyor. Lamu sahillerinde Medcezirlere tanık olabilirsiniz. Bir bakmışsınız yürüdüğünüz yolda yeller esiyor. Kenya’nın kıyı kesimlerinde koylar ve lagünler yer alıyor. Sahilin güney kesimlerinde ise mercan resifleri gözleniyor. Adada ulaşım motosiklet ve eşeklerle sağlanıyor. Otomobil yok. Gürültü ve kirli hava yok.

Lamu’ya hoşgeldiniz yazısı önünde biz de fotoğraf çektiriyoruz. Lamu Old Town, 2001’de UNESCO Dünya Mirası alanı olarak belirlenmiş. Yani Unesco’nun koruma listesinde. Çok eski tarihi yapılar, sahil kenarında ise çok eski camiler var.

Yeni denizin ortasında yer alan bu ev görünümlü yapı ise geceleri diskoya dönüyor. Turisler ve Lamu’nun gençleri buraya gelerek eğleniyor.

Biraz da yemeklerinden söz edelim Lamu’nun. Biz bir restoranda balık yedik. Svahili sosu, balık ve pilavın üzerinde çok lezzetli oluyor. Restorandın sahibi Türkiye’den geldiğimizi ve Müslüman olduğumuzu öğrenince çok sevindi. ‘Amerikalılar ve Avrupalılar defolup gitsin buradan, Türkler gelsin‘ diyor. Turist olarak da işletmeci olarak da buralara gelin diyor bize. Türk girişimcileri buradan duyurulur.

Lamu’yu gezdiniz şimdi biraz hediyelik eşya bakacaksınız. Adada hediyelik eşya çok pahalı. Zaten buraya da Mombasa ya da Malindi’den geliyormuş. Eğer Mombasa ve Malindi’ye gidecekseniz buradan çok daha ucuza alabilirsiniz. Mombasa, Malindi bölgesinde Griyama kabilesi kadınları sepet örüyor. Büyük sepetleri 1 doları mal ediyorlar. Mısır ayıklıyorlar. Sepetler estetik görünüme sahip. Hediyelik eşya olarak alabiliyorsunuz. Biblolar var. Magnet vs.

Biz de 1 dolara küçük sepetlerden aldık. Büyük sepetlerden bulamadık. Sonra öğrendik ki bölgedeki tüm büyük sepetleri toplayıp İtalya’ya satmaya götürmüşler. Griyama köylüsü tanesini 1 dolara yaparken şimdi İtalya’da tanesi 50 euroya satılıyor. Hediyelik eşyalar en ucuzu 5 dolar. 15-20 dolar arasında satılıyor. Doların bugünkü kurunu düşünürsek bize göre çok pahalı ama Avrupalılara göre çok ucuz.

Lamu adasında zaman adeta durmuş durumda. Sahil kenarına gidip şöyle bir baktığınızda yüzyıllar öncesine gitmiş gibi oluyorsunuz. Okyanustan kafalarda kum taşınıyor.
Uçsuz bucaksız bembeyaz Lamu sahilleri
Kenya’da yol kenarında çok sayıda sokak satıcısı var. Sokak lokantaları da mevcut.
Yol kenarında çocuklarıyla oturan bir Kenyalı anne. Bebeğini de emziriyor.
Kenya’da yol kenarlarında ve köylerde çok sık görülen karınca yuvası. Boyları 3 metreyi buluyor. Yer altına da 2 metre indiği söylendi. Yani dev bir karınca evi.
Kenya’da plastik torba kullanmak yasak. Renkli renkli bez torba kullanılıyor.
Ve ülkenin mobil para transfer sistemi M-Pesa. Elektrik olmayan köylerde bile en eski telefonla kullanılıyor. Para alıp gönderebiliyorsun. Bir Afrika ülkesinde böylesine bir sistem bizi şaşırtıyor.
Kenya’ya veda vakti…

Bir yanıt yazın